Louise Trotter, Lacoste'u her türlü spor ve spor topluluğuna hizmet eden kapsayıcı bir marka olarak düşünüyor.
Gösteri alanının ortasında uzun beyaz bir ağ ve film müziğinde tenis toplarının prangaları olabilir, ancak bu gösteri sadece raket sporlarıyla ilgili değildi.
Louise Trotter, Lacoste'u tenis, kaykay, basketbol, dağcılık ve hatta bir el bisikletiyle şehirde yakınlaştırma gibi her tür spora ve spor topluluğuna hizmet eden kapsayıcı bir marka olarak düşünüyor.
Karantina sırasında işe bisikletle gitmeye başlayan ve iki tekerlek üzerinde seyahat eden insanlar için yeni bir takdir geliştiren Trotter, koleksiyonu “yeni spor klanları ve aileleri için yeni bir üniforma” olarak nitelendirdi. Her türlü spor kültürünü kucaklamak istediğini söyledi - hatta bütün gün şehirde bisikletle dolaşan haberciler bile.
Pastaneden ilham alan renkleri muhteşemdi: şeker pembesi veya ahududu renginde şeffaf, hafif kauçuk yağmurluklar ve yuvarlak etekler; Delikli ceketleri olan ince eşofmanlar sütlü bir nane rengiydi ve ince örgü bir kazak ve buna uygun basketbol şortları bir dilim limonlu beze pasta kadar parlaktı.
Dış giyim şıktı ve bir patenci eteği ve yakalı üst üzerine katmanlı Kız İzci yeşili su geçirmez bir panço üstünü içeriyordu; ve kollarına kadar uzanan fermuarlı, düzgün mavi bir anorak.
Örgüler, ince çizgili süveter takımları için ince bir ölçüyle gelirdi ya da yakasında ve manşetlerinde uyumsuz çizgileri olan eğlenceli bir tenis süveterinde olduğu gibi kalın ve nervürlüydü. Lacoste timsah logosundan uzun renkli iplikler sarkıyordu.
Diğer kumaşlar arasında palet altı/kargo pantolon hibritleri için kırışık, opak bir paraşüt naylonu veya bir balo elbisesinden sıyırmış gibi görünen kabarık kollu ceketler vardı.
Trotter, ev kodlarını bozarak, renk ve kumaşla kurcalayarak ve spor ve sokak melezlerini yeni zirvelere çıkararak eğleniyor. Kaya tırmanışçılarının rengarenk klipsleri ve ipleriyle bu kadar çok görünüme aksesuar eklemesine şaşmamalı. Bu tasarımcı ölçeklendirmeye devam etmeyi planlıyor.